Asgari ücret nedir?
- Deniz Metin
- 15 Ara 2023
- 3 dakikada okunur
Ekonominin en temel iki bileşeni emek ve sermayenin kesiştiği noktadır asgari ücret. Emekçiler için hayatta kalmanın, işverenler için ise maliyetin sınırlarının belirlendiği bir denge noktası. Enflasyonun sonucu olarak eriyen ama öbür taraftan da enflasyonun sebebi olduğu iddia ediliyor. Yeni belirlenecek asgari ücret, bu dengeyi nasıl etkileyecek? Her bir lira, bir ailenin, bir hayatın, bir umudun şeklini nasıl değiştirecek? Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2024 yılı için uygulanacak asgari ücretin tespit edilmesi için 11.12.2023 Pazartesi günü ilk toplantısını yaptı. Tarafların karşılıklı olarak beklentilerini dinlemesiyle beklendiği gibi karar, 18.12.2023 Pazartesi günü yapılacak ikinci tur görüşmelerine kaldı.
Asgari ücret, Türk Dil Kurumu'na göre; 'İşçilere bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür vb. gereksinimlerini günün fiyatları üzerinden en az düzeyde karşılamaya yetecek ücret' şeklinde tanımlanmıştır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere, işçinin bu ücretle; gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür vb. gibi tüm ihtiyaçlarını karşılayabilmesi gerekmektedir.
Bu noktada karşımıza açlık ve yoksulluk sınırı kavramları çıkmaktadır. Açlık sınırı, 4 kişilik bir ailenin sağlıklı bir şekilde yaşayabilmesi için gerekli olan gıda harcamalarının bir aylık tutarını ifade ederken, yoksulluk sınırı kira, gıda, eğitim, sağlık vb. kısaca 4 kişilik bir ailenin insanca yaşayabilmesi için gerekli olan minimum harcama tutarını ifade etmektedir. Kasım ayında açıklanan yoksulluk ve açlık sınırı rakamlarına göre; açlık sınırı asgari ücretin %23 fazlası olarak 14.025 TL, yoksulluk sınırı ise tam 4 kat fazlası bir rakamla 45.686,81 TL'ye yükselmiş oldu.
İstanbul'da asgari ücretle geçinmek, aslında hayal ve gerçekler arasında bir mücadele gibidir. Sadece 1 kişinin çalıştığı 4 kişilik bir aile asgari ücret ile geçinebilir mi? Bu sorunun cevabı için bir ilan sitesinde rastgele bir arama yaptım ve 6.000 TL'ye kiralık bir daire buldum. Bu tutar cazip görünse de, gerçek yaşam koşullarının oldukça uzağında. Aslında şehirde yaşanabilir bir daire için en düşük kira tutarı 8.000 - 9.000 TL bandında seyretmekte. Diyelim ki, asgari ücretle geçinen bir aile için bu bütçeye uygun 6.000 TL’ye bir ev bulundu; böyle bir daire kuvvetle muhtemel güneş görmeyen, rutubetli bir bodrum katı olacaktır. Mutfak masrafları için ise aile 1 ay boyunca sadece çay, peynir, ekmek ve kuru fasulye tüketerek sağlıksız bir şekilde beslense bile bu ürünleri satın alması için yaklaşık 5.000 TL harcaması, geriye kalan 402 TL ile ise elektrik, su ve doğalgaz faturalarını ödeyebilmesi gerekmekte.
Tabii ki bu örnekte aile bireylerinin asla hasta olmamaları, telefon, otomobil/toplu taşıma, sosyal aktivite gibi hiçbir ekstralarının olmaması gerekmektedir. Tabii bununla da sınırlı değil, her gün kuru fasulye yiyen, güneş göremeyen rutubetli bodrum katında yaşayan bir ailenin sağlıklı kalabilmesi ne kadar mümkün olacaktır? Bu bireylerin oluşturduğu bir toplum ne kadar gelişebilir? Bu hesaplamalar, tek bir asgari ücretle bir ailenin geçinmesinin gerçekte neredeyse imkansız olduğunu gözler önüne seriyor.
Aynı duruma Avrupa’nın herhangi bir yerinde, mesela Almanya’da bakacak olursak, aynı bireyin orada geçinebilmesi mümkün mü? Almanya’da haftada 40 saat çalışan bir işçi net olarak 1.700 euro civarında bir ücret elde etmektedir. Bu ülkenin en pahalı şehirlerinden biri olan Frankfurt üzerinden hesaplamayı yapacak olursak; aylık ortalama kira 1.100 euro, minimum kira ise yaklaşık 700 euro civarındadır. Gıda masrafları ise aylık ortalama 600 euro civarındadır. Bireyin geliri üzerinde hesaplamaya devam edecek olursak; halen harcanabilecek 400 euro kalmaktadır ki bu rakam ile tüm faturaları ödemek ve minimum seviyede de olsa sosyal hayata devam etmek mümkün olmaktadır. Tabii bunun yanında Almanya’da asgari ücret ile çalışan insan sayısı toplam çalışan nüfusun %5’i, AB ortalamasında ise %9’u kadardır. Ülkemizde ise bu oranın yaklaşık %40 ile %50 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Bu hesaplamaları yaparken para birimlerini bilhassa ülkelerin kendi para birimleri ve kendi fiyat skalalarına göre yaptım, gerçekçi bir karşılaştırma yapabilmek için.
Buraya kadar saydıklarım geçinme ve temel insan sağlığı üzerine olan konulardı. İşin ekonomik boyutuna bakacak olursak, insanların sadece gıda ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri kadar gelirleri olması durumunda, ekonominin çarkları nasıl dönecek? Öyle ya, sermaye sahipleri ürettikleri ürünü satmak zorunda, üretilen bu ürünün alıcısı ürüne bağlı olarak değişmekle birlikte genelde maaşlı çalışan insanlardan oluşmaktadır. Eğer üretimi gerçekleştiren emekçi kesim gıda dışında herhangi bir ürünü alabilecek gelire sahip olamazsa üretilen bu ürünleri alamayacaklardır. Böyle bir durumda sermaye sahipleri satamayacakları bir ürünü üretmeyip veya üretimini azaltarak küçülmeye gidecektir.
Asgari ücret çok hassas dengeleri göz ederek hesaplanmalıdır. Ne emekçileri açlığa ve yoksulluğa sürüklemeli, ne de işveren, yani sermaye, maliyetler anlamında zor durumda bırakılmalıdır. Şunu da unutmamak gerekir ki, yapılacak her maaş zammı genel fiyat seviyesini yukarı çekecektir ve bu da enflasyona sebep olacaktır. 18.12.2023 tarihinde yapılacak olan toplantıda maliyet artışları, açlık ve yoksulluk sınırı ve buralarda olacak artışların enflasyon üzerine etkileri konuşulacağını düşünmekteyim.
Bir sonraki yazımda her zaman olduğu gibi Cuma akşamı görüşmek dileğiyle, her şey gönlünüzce olsun.

Comments