Bitcoin Nedir?
- Deniz Metin
- 10 Kas 2023
- 3 dakikada okunur
Modern çağın en büyük buluşlarından biri mi, yoksa sadece saadet zincirinin yeni bir yüzü mü? Zamanın altını olarak mı anılacak, yoksa geçici bir hevesin silik izleri mi kalacak ardında? Bitcoin'in doğasını anlamadan, değeri ve potansiyeli hakkında tartışma yapmak adeta gölgelerle dans etmek gibi... Bu yüzden, çok da teknik olmayan bir yolculuğa çıkarak, Bitcoin'in hikayesinin derinliklerine doğru adımlayalım.
Bitcoin, merkezi otoritelere ve finans kurumlarına olan ihtiyacı ortadan kaldırarak, eşler arası (peer-to-peer) bir ağ üzerinden işlem yapma imkanı sunan blok zinciri teknolojisinin en tanınmış örneğidir. Geleneksel para transferi süreçlerinde, merkez bankaları ve finansal aracılar (bankalar) anahtar rol oynarken, Bitcoin bu süreci tamamen değiştirerek, insanların hiçbir aracıya ve otoriteye ihtiyaç duymadan, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, doğrudan birbirlerine para transferi yapmalarını sağlıyor. Bunun yanında blok zinciri, sadece finansal işlemlerde değil; dijital kimlik doğrulama ve oy verme gibi, güvenli ve değiştirilemez kayıt tutma gerektiren alanlarda da etkili bir çözüm sunuyor.
Blok zinciri, aslında bir bilgi depolama yöntemidir. Tıpkı bir defter gibi düşünebilirsiniz, ancak bu defter sadece bir kişide değil, dünyadaki birçok kişinin bilgisayarında aynı anda bulunur. Herkesin aynı defterin bir kopyasına sahip olması sayesinde, bu defterdeki bilgilerin doğruluğu sürekli kontrol edilir ve bu bilgilerin değiştirilmesi neredeyse imkansızdır. Bu defterde yapılan her işlem, bir "blok" olarak kaydedilir ve bu bloklar birbirine zincirle bağlanır. Bu sayede, defterdeki bilgiler kolayca değiştirilemez ve güvenli bir şekilde saklanır.
Hüseyin Amca Almanya’da okuyan kızı Ayşe’ye para gönderdiğinde, bu işlem bir blok olarak kaydedilir ve dünya genelindeki defterlerin hepsine eklenir. Bu işlem, deftere eklenen birçok işlemden sadece bir tanesidir ve zincirin bir parçası olur. Bu sayede, herhangi bir merkezi otoriteye ihtiyaç duyulmadan transfer işlemleri yapılabilir. Tabii ki bu işlemin yapılabilmesi için insanların gönüllü olarak bilgisayarlarını kullandırmaları gerekir.
Peki neden bireyler, kendi bilgisayarlarını kullanarak başkalarının işlemlerini kaydetmeye gönüllü oluyorlar? Bu sorunun cevabı, Bitcoin madenciliği ve ödül sistemine dayanıyor. Madenciler (Bilgisayarlarının kullanılmasına izin verenler), işlemleri onaylayarak ve blok zincirinin sürekliliğini sağlayarak, bu katkıları karşılığında yeni Bitcoin'ler kazanıp sisteme dahil edilmesini sağlıyorlar. Fakat madencilikle Bitcoin kazanılması zamanla zorlaşmakta ve bu nedenle işlem başına kazanılan Bitcoin miktarı da düşmektedir. Bunun sebebi, Satoshi Nakamoto'nun 2008 yılında yayınladığı protokolle, Bitcoin arzını 21 milyon adetle sınırlamasıdır. Sınırlı arz ve artan talebin doğal sonucu olarak Bitcoin'in değeri zaman içinde artmaktadır.
Peki, Bitcoin günlük işlemlerde kullanılan fiziksel para birimlerinin yerini alabilir mi? Bunun için öncelikle bazı temel sorunların çözülmesi gerekiyor. En önemlisi, Bitcoin veya benzeri dijital para birimlerinin insanlar tarafından geniş çapta kabul edilmesi gerekir. Ülkemizde, nereye gidersek gidelim Türk Lirası'nı kullanabiliriz, çünkü bu durum para biriminin bir otoriteye bağlı olması ve insanlar tarafından geniş çapta kabul görmüş olmasından kaynaklıdır. Bitcoin için bugün aynı durumdan söz etmek pek mümkün değildir. Ancak, sistemin diğer zorlukları aştıkça daha fazla kişi tarafından kabul edilmesi oldukça olası görünüyor.
Transfer hızı, Bitcoin'in günlük hayatta kullanımı için bir başka önemli engel olarak karşımıza çıkmakta. Visa gibi geleneksel ödeme yöntemlerinde saniyede 25-30 bin işlem gerçekleştirilebilirken, Bitcoin ağı ile saniyede yalnızca 7 işlem yapabilmektedir. Bu durum, işlemlerin uzun sürmesine ve bu nedenle Bitcoin ile ödeme işlemlerinin pratikte kullanımını zorlaştırmaktadır. Lightning Network (Yıldırım Ağı) gibi yeni teknolojiler, hız konusunda umut vaat etse de, güvenlik açısından standart Bitcoin transferlerinden daha düşük bir seviyede kalmaktadır ve bu nedenle özellikle yüksek miktarlı işlemlerde güvenlik kaygılarını beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla, Bitcoin'in yaygın kullanımı için hem hızlı hem de güvenli bir çözümün geliştirilmesi gerekmektedir.
Bitcoin’in değerinin istikrarı konusunda da ciddi endişeler mevcut. Bitcoin’in değeri, büyük ölçüde kullanıcıların geleceğe yönelik beklentileri ve bu dijital para birimine olan talepleri ile belirleniyor. Ancak, Bitcoin merkezi bir otorite tarafından desteklenmediği için, ona olan güveninde zaman içerisinde azalabilme tehlikesini beraberinde getirmektedir. İnsanlar eğer bir gün Bitcoin’i kabul etmeyi bırakırlarsa daha önce Luna gibi örneklerde olduğu gibi, yani talep keskin bir şekilde düşerse, Bitcoin’in değeri hızla düşebilir, hatta tamamen değersiz hale gelebilir. Bu, Bitcoin’in bir otoriteye bağlı olmayan yapısının doğal bir riski ve dijital para birimlerinin doğasında var olan bir belirsizliktir.
Bir başka mesele ise, Bitcoin’in transferlerinin gizliliği ile ilgili güvenlik endişeleridir. Transferlerin takip edilememesi, kara para aklama ve terör finansmanı gibi suistimaller için bir alan açabiliyor. Bu durum, Bitcoin ve benzeri teknolojilerin yaygınlaşmasında ciddi bir engel teşkil ediyor.
Finansal işlemlerin dijitalleşmesi, kaçınılmaz bir gelecek olarak karşımızda duruyor. Ancak bu yolculuk, oldukça karmaşık ve uzun süreçler gerektiriyor. Geleneksel finans sistemlerindeki otorite yapıları, güven ve istikrar hissi sağlıyor. Bu nedenle, Bitcoin gibi merkeziyetsiz ve otoriteden bağımsız para birimlerine karşı hâlâ belirli bir tereddüt bulunuyor. Gelecekte, blockchain teknolojisinin sunduğu merkeziyetsiz ve değiştirilemez yapıyı korurken, yine de otorite tarafından denetlenebilen ve özellikle yüksek tutarlı işlemlerin kara para ve terörün finansmanında kullanılmasının önlenebilmesi adına takip edilebildiği bir sistemin oluşturulması beklenebilir. Bu dengeyi sağlamak için Merkez Bankaları ile hükümetlerin teknik ve yasal altyapıları dikkatlice oluşturarak, koordineli çalışmaları gerekiyor. Türkiye olarak bu alandaki gelişmelere ayak uydurabilmemiz ve uluslararası arenada rekabetçi kalabilmemiz için gerekli adımların zamanında atılması büyük önem taşıyor.
Deniz Metin

留言